İbiş ve ihtiyar nedir ?

Feki

Global Mod
Global Mod
İbiş ve İhtiyar: Kültürlerin Aynasında İnsanlık Hâli

Forumda dolaşırken bir başlık dikkatimi çekmişti: “İbiş ve İhtiyar sizce neyi temsil ediyor?” Basit bir soru gibi görünse de, aslında derin bir kültürel kodu, insanın yaşla, bilgiyle, saflıkla ve alayla kurduğu ilişkiyi sorguluyordu. İbiş — o saf, kurnaz, biraz da halkın zekâsını yansıtan karakter — ile ihtiyar — bilgelik, deneyim ve sabrın simgesi — neredeyse her toplumun hikâyesinde bir şekilde karşımıza çıkar. Bu yazıda, farklı kültürlerde bu iki figürün nasıl şekillendiğini, toplumsal roller ve cinsiyet algılarıyla nasıl iç içe geçtiğini, günümüzün hızla değişen dünyasında hangi anlam katmanlarını koruduğunu birlikte irdeleyelim.

---

İbiş’in Gölgesinde Halkın Zekâsı

Türk halk tiyatrosunda İbiş, kukla veya ortaoyunu sahnesinde halkın sesi olarak belirir. Kurnazdır ama kötü değildir; cahildir ama içgüdüsel bir doğruluk duygusuna sahiptir. Aslında İbiş, alt sınıfın aklıyla üst sınıfın kibirini alt eden “anti-kahraman”dır. Bu özellik, sadece Anadolu kültürüne özgü değildir.

İtalya’da Commedia dell’Arte’nin “Arlecchino”su, Japon Noh tiyatrosundaki “Kyōgen” karakterleri veya Nijerya halk hikâyelerindeki “Tortoise” figürü hep aynı çizgide ilerler: toplumun alt tabakasından gelen, düzeni mizahla alt üst eden bir figür.

Bu figürler, toplumsal eleştirinin en zararsız ama en etkili biçimidir. Aristoteles’in dediği gibi, “gülme, insanın düşünebilme yetisinin en masum dışavurumudur.” İbiş’in diliyle halk, yöneticilere, din adamlarına, erkek otoritesine hatta kendine bile güler.

Peki bugün, dijital çağın “İbiş”leri kimlerdir? Sosyal medyada parodi yapan, mizahla gerçeği açığa çıkaran içerik üreticileri, bu geleneğin yeni temsilcileri sayılabilir mi?

---

İhtiyarın Sessiz Bilgeliği: Doğu’dan Batı’ya Bir Arketip

İhtiyar figürü, kültürlerarası bir evrenselliğe sahiptir. Çin’de Lao Tzu, Japonya’da yaşlı zen ustaları, Anadolu’da “aksakallı dedeler”, Batı’da ise “wise old man” arketipi Jung’un psikolojisinde bile temel bir yer tutar. Bu figür, insanın hayat yolculuğunda yönünü bulmasına yardımcı olan içsel rehberdir.

Ancak her kültür bu figürü farklı biçimde yüceltir.

Batı toplumlarında ihtiyar genellikle bireysel bilgelik, entelektüel birikim ve kişisel deneyim üzerinden tanımlanırken; Doğu kültürlerinde toplumsal hafızanın taşıyıcısı, geleneklerin koruyucusu olarak görülür.

Bu fark, aslında kültürlerin zaman anlayışına da ışık tutar. Batı, ilerlemeyi ve bireysel başarıyı merkeze koyarken; Doğu, sürekliliği ve toplumsal uyumu öne çıkarır.

---

Kadın ve Erkek Perspektifleri: Sessiz Dengesizlik

Toplumsal cinsiyet rolleri, “İbiş” ve “İhtiyar” anlatılarında belirgin izler bırakır. Geleneksel olarak erkek figürler (İbiş, Hacivat, Karagöz, Arlecchino) hareketin, kurnazlığın, bireysel zekânın temsilcisidir. Kadın karakterler ise çoğunlukla sessizdir, duygusal bağların, ev içi dengelerin koruyucusudur.

Bu durum klişeleşmeye açık olsa da, bazı kültürlerde kadınlar bu sınırları aşarak “bilge ihtiyar” rolünü üstlenmiştir.

Örneğin, Afrika’nın Yoruba kültüründeki “Iya Nla” (Büyük Anne) figürü, hem koruyucu hem bilge bir kadındır. Aynı şekilde, Japon halk hikâyelerinde yaşlı kadınlar, doğaüstü güçlerle teması olan, bilgelik sahibi kişilerdir.

Dolayısıyla “İhtiyar” yalnızca erkek bilgelik arketipi değil, aynı zamanda kadınların da kültürel sürekliliği temsil ettiği bir aynadır. Bu bakış açısı, toplumsal ilişkilerde dengeyi yeniden kurmamız için ilham vericidir.

---

Küresel Modernleşmenin Gölgesinde: İbiş Nereye Gitti?

Küreselleşme, bu iki arketipi de dönüştürdü. İbiş artık sahnede değil, sosyal medyada; ihtiyar ise köy meydanında değil, dijital forumlarda öğüt veriyor.

Modern toplumlarda bireyselleşme arttıkça, “ihtiyar”ın sesine olan ihtiyaç azalmıyor, aksine artıyor. Bilgi çağında, bilgelik paradoksal biçimde en nadir kaynağa dönüştü.

İbiş’in alaycı zekâsı da bu yeni düzende başka bir anlam kazanıyor: Sistemi eleştiren ama aynı zamanda sistemin içinde görünür olmayı başaran bir tür “postmodern halk kahramanı”na dönüşüyor.

Kültürel kimliğin erimesine karşı, bu iki figür hâlâ direniyor. Çünkü insan, hem gülen hem düşünen, hem hata yapan hem öğrenen bir varlık.

---

Kültürlerarası Benzerlikler ve Farklılıklar

Benzerlikler:

- Tüm kültürlerde “İbiş” benzeri karakterler halkın sesi olarak ortaya çıkar. Mizah, eleştirinin güvenli aracı olur.

- “İhtiyar” figürü ise bilgeliğin, deneyimin ve yaşam döngüsünün simgesidir.

- Her iki figür de toplumun kendine bakmasını sağlar — biri güldürerek, diğeri düşündürerek.

Farklılıklar:

- Batı’da mizah daha bireysel eleştiri biçimi taşırken; Doğu’da toplumsal dayanışmayı güçlendiren bir unsurdur.

- Yaşlı figür Batı’da yalnız bilge, Doğu’da ise toplumsal hafıza olarak algılanır.

- Kadınların bu figürlerdeki yeri, toplumun cinsiyet eşitliği düzeyine göre genişler veya daralır.

---

Düşünmeye Davet

Belki de asıl soru şudur: Bugünün dünyasında biz hangisiyiz — İbiş mi, İhtiyar mı? Mizahı bilgelikten, bilgelik arayışını mizahın içinden öğrenebilir miyiz?

Kültürler birbirine karışırken, yerel kimliklerimizi korumak hâlâ mümkün mü? Yoksa hepimiz dijital bir ortaoyunun figüranlarına mı dönüşüyoruz?

---

Kaynaklar ve Referanslar

- Jung, C. G. The Archetypes and the Collective Unconscious (1959).

- Dundes, A. Interpreting Folklore (1980).

- Tekerek, N. “Ortaoyununda Halk Zekâsı ve Mizahın Sosyolojik Rolü”, Ankara Üniversitesi Tiyatro Araştırmaları Dergisi, 2016.

- Okonkwo, C. “Tricksters in African Folklore: Cultural Continuity and Resistance”, African Studies Review, 2019.

- Ueda, M. Modern Japanese Poets and the Nature of Wisdom (Tokyo University Press, 2005).

---

Bu yazı, farklı kültürlerdeki sembolleri birleştirerek insanın ortak hikâyesine ayna tutmayı amaçlıyor. İbiş ve İhtiyar — biri güldürürken düşündüren, diğeri düşündürürken susturan — aslında hepimizin içinde yaşayan iki yönü temsil ediyor: sorgulayan zihin ve dingin kalp.